28 Mart 2014 Cuma

Adam yaşama sevinci içinde
Masaya önce birkaç kelime koydu
Birkaç müzik koydu çok aşina olunmayan
Afrikada çekilmiş bir fotoğrafını koydu
Tütsülerini koydu, yanına kitaplarını
Bir avuç toprak koydu kendi hamurundan
Çiçek tohumu koydu anılarının arasına
Küçüklüğünü koydu sonra, küçüklerini de koydu
Ne yapmıştı hayatta
Ve ne yazmamıştı onu da koydu
Uykudan çaldıklarını koydu
Parayla alamadıklarını koydu
Gözlüğünü taktı sonra kitaplarının üstüne defter koydu
Defterin yanında bir de kalem vardı
Kalemin ucuna hikayeler koydu
Denizi olmayan şehirden hikaye çıkmazdı, bunu da koydu
Sonsuzluğa dair bir arajman yaptırmıştı bir çiçekçide
İçinde su olmayan bir vazoya da bunları  koydu
Doğruldu bir ara iki küçük kanatlı kuş koydu
Akşam olmak üzereydi güneş batıyordu
Yürüyüp pencerenin camına alnını koydu
''pembe ciddi bir renk değil belki de'' diye düşündü
Aklının bir köşesine bunu da koydu
Ve 'iki,dört daha' etmezdi
Bir de bunu koydu
Masada boş yer kalmamıştı
Son aralığa da arabasının anahtarını koydu
Şimdilik bunlar burada 'dursun' dedi
Ve elbette adamın adı bu değildi
Ama adam artık duruyordu 

N.